Kamu menfaatinin ihlali ya da kamu menfaatinin korunmaması olarak da tanımlanabilen “kamu zararı” 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71 inci maddesinde; mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması olarak tanımlanmıştır.
19 Ekim 2006 gün ve 26324 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin[1] “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesi kamu kaynağını; borçlanma suretiyle elde edilen imkânlar dâhil kamuya ait gelirler, taşınır ve taşınmazlar, hesaplarda bulunan para, alacak ve haklar ile her türlü değerler olarak ifade etmiştir.
İl özel idaresi ve belediyeler kamu idaresi niteliğindeki kamu kuruluşlarıdır. Dolayısı ile bu idarelerin kaynaklarının da kamu kaynağı olduğunda tereddüt yoktur.
5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesi sadece kamu kaynağında usulsüz azaltma yapmayı kamu zararı olarak tanımlamamış, kamu kaynağında artışa engel olmayı da kamu zararı olarak kabul etmiştir. Örneğin, bir kamu görevlisi idarenin bir alacağını eksik tahsil ederse ya da alacağın tahsilini imkansız hale getirirse bu durum da kamu zararı olarak değerlendirilecektir.